Posterior Fossa Tümörleri
*
Akustik Nörinom
Bu tömörler köşe tümörü olarak da geçerler ve bu bölgenin en çok görülen tümörüdür. 8. Kraniyal sinirinin (işitme ve denge siniri) benign (iyi huyu ) tümörüdür. Relatif olarak sık görülür. Tüm kafa içi tümörlerin %10’unu oluşturur. Özellikle 8. Kraniyel sinirin vestibüler (denge ) bölümünden kaynaklanır. Yavaş büyüyen tümörlerdir. Etraftaki yapılara bası yaparak semptom oluştururlar. Büyük oranda sporadik ancak NF2 ile otozomal dominant olarak ortaya çıkarlar. Sporadik olanlar 40-60 yaşlarında pik yapar. NF2 daha genç yaşlarda görülür. Özellikle 30 yaşından önce gelen akustik nörinomlu hastada diğer taraf da mutlaka iyi değerlendirilmelidir. Yılda 0.2 cm gibi oldukça yavaş ilerler ancak zamanla beyin sapına bası yapabilir, kafa içi basıncı arttırabilir.
Belirti ve Bulgular: Tek taraflı işitme kaybı, çınlama, dengesizlik, yüzde his kaybı gibi şikayetlerle gelebilir. En çok görülen şikayet tek taraflı işitme kaybıdır. Bazı ani işitme kayıplarının altında akustik nörinom olabilir. Yüzde hissislik 5. Kraniyel sinire bası olduğunu ve tümörün ilerlediğini gösterir.
Teşhis: Saf ses ve konuşma odyometrisi (işitme testi), ABR, vestibüler testlerden faydalanılır. Görüntüleme oldukça önemlidir. Kontrastlı MRI oldukça hassas bir teşhis yöntemidir.
Menenjiom :Bu da köşe tümörlerinin %3’ünü oluşturur. Meninjiomlar benign ancak lokal agresif tümörlerdir. Sadece köşede değil kafa içinde birçok yerde görülebilir. Belirti ve bulguları köşede olanlar için akustik nörinomla aynıdır. Teşhiste yine aynı yöntemlerden faydalanılır.
Primer Kolesteatom :İlgili bölüme bakınız.
Araknoid Kistler : İnce duvarlı kitlelerdir. Çevre yapılara bası yaparak semptom oluştururlar.
Fasiyal Sinir Nörinom :İlgili bölüme bakınız.
Paraganglioma :İlgili bölüme bakınız.
Petröz Apeks Lezyonları
- Kolesterol Granüloma: Havalı hücrelerin içine kanama olması sonucunda yabancı cisim reaksiyonu oluşturup, kolesterol granüloması oluşur. Bir temporal kemik lezyonudur ve köşeye kadar uzanabilir. 8. Kraniyel sinir disfonksiyonuna (işitme kaybı, çınlama vb.)neden olur. Özellikle MRI ile diğer olası kitlelerden ayrılır. Tedavisi drenajdır (boşaltmaktır).
- Asimetrik Havalanma
- Mukosel, Mukus Retansiyon Kisti, Efüzyon: Petröks apeks hücreleri tıkanırsa mukus retansiyon kisti veya mukosel oluşur. Semptomatik olması halinde boşaltılır.
Metastaik Tümörler :Akciğer, meme, prostat tümörleri bu bölgeye metastaz yapabilirler.
Kordoma :Nadirdir. Klivus bölgesinde oluşur. En öne çıkan özelliği kemik destrüksiyonu (yıkımı) yaparak kraniyel sinir felçlerine neden olur.
Kondrosarkom :Klinik olarak kordomadan ayırt edilemez.
Lipoma : Yumuşak, multilobüler yağ dokusundan oluşur. İnternal akustik kanalda lipomlar, akustik nörinom gibi bulgu verebilirler. MRI ile ayrım yapılır ve takip edilir, cerrahiye gidilmez.
Posterior Fossa Cerrahisi
Yukarda anlatılan kitlelerde uygulanacak cerrahi yaklaşımlar aşağıda kısaca anlatılmaya çalışılmıştır.
Translabirentin Yaklaşım
Bu yaklaşım ile neredeyse her boyuttaki tümör çıkarılabilir. Özellikle nörotoloji eğitimi almış KBB’ciler tarafından tercih edilen yoldur. Bu yaklaşım ile yüz siniri oldukça iyi bir şekilde korunur. Bu yöntemin tek dezavantajı işitmenin kaybıdır. Kulak arkasından yapılan bir kesi ile başlanır. Yüz siniri tüm operasyon boyunca monitorize edilir. Eğer bu yaklaşım ile koklear implant veya beyin sapı implantı da konulması planlanıyorsa, işitme siniri ayrıca 9. Ve 11. Kraniyel sinirler de monitorize edilir. Operasyonun sonunda karından alınan yağ ile kavite oblitere edilir (kapatılır). Herhangi bir dren konmaz. Hastaneden, herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmaz ise 5. Gün taburcu edilir.
Retrosigmoid Yaklaşım
Daha çok beyin cerrahlarının tercih ettiği yoldur. Köşeye yerleşmiş ve akustik kanala çok uzanmamış, 5-15 mm arasında olan tümörlerde tercih edilir. Amaç, işitmenin korunmasıdır. Yine kulak arkasından yapılan bir insizyon söz konusudur.
Orta Kafa Çukuru Yaklaşımı
Bu yaklaşım 5 mm ye kadar olan tümörlerde tercih edilir ve işitme koruyucu bir cerrahidir. Burada, kulak önüne yapılan bir kesi söz konusudur. Ameliyat sonrası baş ağrısı biraz daha çok görülebilmektedir.
Transkoklear Yaklaşım
Bu yaklaşım, translabirentin yaklaşımın daha genişletilmişi gibi düşünülebilir. Bu yöntem; daha çok petröz apeks ve klivusa yayılmış tümörlerde ve bazı anatomik varyasyonlar nedeniyle translabirentin yaklaşım yapılamadığında tercih edilir. Bu yaklaşımda, yüz siniri mobilize edileceği için geçici bir yüz felci ameliyattan sonra görülecektir.Tüm yaklaşımlarda amaç tümörün tam olarak ve mümkün olan en az morbidite (hasar) ile çıkarılıyor olmasıdır.Kafa tabanı cerrahisi bir ekip işidir. Bu ekipte; nörotolog, beyin cerrahı, girişimsel radyolog, anestezist, yoğun bakım doktoru olmazsa olmaz takım üyeleridir.